Reserve your spot with our medical team in just minutes.
Kanser tedavisi, hem bedensel hem de ruhsal olarak zorlu bir mücadeledir. Bu mücadelenin başarıyla tamamlanmasının ardından, birçok hasta için yeni bir dönem başlar: iyileşme, hayata yeniden adapte olma ve kaybedilen bütünlük hissini geri kazanma süreci. Kanser cerrahisi nedeniyle vücutta meydana gelen değişiklikler, kişinin beden algısını, özgüvenini ve sosyal yaşamını derinden etkileyebilir. İşte bu noktada modern tıbbın en önemli alanlarından biri olan rekonstrüktif cerrahi devreye girer.
Kanser sonrası rekonstrüksiyon, yalnızca estetik bir onarım değil, aynı zamanda fonksiyonel ve psikolojik bir yeniden doğuş sürecidir. Amacı, kanser tedavisiyle kaybedilen veya hasar gören doku ve organları, doğal formuna ve işlevine en yakın şekilde yeniden yapılandırmaktır. Bu, modern kanser tedavisinin ayrılmaz ve bütüncül bir parçası olarak kabul edilmektedir. Çünkü fiziksel iyileşme, ruhsal ve sosyal iyilik haliyle tamamlandığında gerçek anlamda bir başarıya ulaşır.
Doç. Dr. Burak Sercan Erçin olarak bu felsefeyle, her hastamızın benzersiz yolculuğuna saygı duyarak, kişiye özel ve kapsamlı çözümler sunuyoruz. Rekonstrüktif cerrahinin, bir dokuyu onarmaktan çok daha fazlası olduğuna inanıyoruz; bu, bir bireyin ruhunu, özgüvenini ve hayata olan bağını yeniden inşa etme sanatıdır. İleri cerrahi teknikleri, uluslararası deneyimimiz ve hasta odaklı yaklaşımımızla, bu hassas süreçte size rehberlik etmek ve bedensel bütünlüğünüzü geri kazanarak yaşam kalitenizi yükseltmek için buradayız.
Kanser Sonrası Onarım Cerrahisi: Doç. Dr. Burak Sercan Erçin ile Kapsamlı ve Kişiye Özel Yaklaşımlar
Kanser, vücudun farklı bölgelerini etkileyebilir ve her bölgenin onarımı, kendine özgü zorluklar ve uzmanlıklar gerektirir. Doç. Dr. Burak Sercan Erçin, plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi alanındaki derinlemesine bilgi birikimi ve özellikle rekonstrüktif mikrocerrahi alanındaki ileri düzey deneyimiyle, en karmaşık vakalarda dahi başarılı sonuçlar elde etmeyi hedefler. Kliniğimizde, kanser sonrası onarım cerrahisinin temel alanlarında bütüncül ve kişiye özel tedavi planları sunulmaktadır.
Meme Rekonstrüksiyonu (Meme Onarımı)
Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir ve mastektomi (memenin alınması) sonrası yaşanan doku kaybı, kadınların beden imajı ve psikolojisi üzerinde derin izler bırakabilir. Meme rekonstrüksiyonu, bu kaybı telafi ederek kadınların kendilerini yeniden “tam” ve özgüvenli hissetmelerini sağlar. Amacımız, alınan memenin yerine, doğal görünümde, simetrik ve hastanın vücut yapısıyla uyumlu yeni bir meme oluşturmaktır. Bu süreç, hastanın kanser sonrası depresyon gibi psikolojik zorlukları aşmasına yardımcı olan, tedavinin en önemli adımlarından biridir. Doç. Dr. Burak Sercan Erçin, meme rekonstrüksiyonu alanındaki engin tecrübesiyle, her hastanın beklentilerine ve tıbbi durumuna en uygun yöntemi belirleyerek bu yolculukta onlara eşlik eder.
Baş ve Boyun Kanserleri Sonrası Rekonstrüksiyon
Baş ve boyun bölgesi, kimliğimizin ve sosyal iletişimimizin merkezidir. Bu bölgedeki kanserlerin cerrahi tedavisi sonrası oluşan doku kayıpları, sadece estetik olarak değil, aynı zamanda konuşma, yutkunma, çiğneme ve nefes alma gibi hayati fonksiyonlar açısından da ciddi zorluklara yol açabilir. Çene, dil, dudak, burun veya yanak gibi bölgelerde gerçekleştirilen rekonstrüksiyonlar, son derece hassas ve karmaşık operasyonlardır. Bu ameliyatlardaki temel hedefimiz, fonksiyonu en üst düzeyde geri kazandırmak ve aynı zamanda hastanın yüz estetiğini koruyarak sosyal hayata adaptasyonunu kolaylaştırmaktır. Bu tür karmaşık onarımlar, genellikle rekonstrüktif mikrocerrahi gibi ileri düzey tekniklerin kullanılmasını gerektirir ve bu, Doç. Dr. Burak Sercan Erçin’in özel uzmanlık alanlarından biridir.
Cilt Kanserleri Sonrası Yüz ve Vücut Onarımı
Cilt kanserleri (melanom, bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom), özellikle yüz, burun ucu, göz kapağı ve dudak gibi estetik açıdan hassas bölgelerde görüldüğünde, cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra belirgin doku kayıplarına neden olabilir. Bu bölgelerdeki onarımın amacı, kanserli dokuyu tamamen temizlerken, geride kalan izin minimum düzeyde olmasını sağlamak ve bölgenin doğal konturlarını ve fonksiyonlarını korumaktır. Örneğin, bir göz kapağı onarımı, gözün korunma işlevini sürdürmesini sağlamalıdır. Bu tür onarımlarda, genellikle hastanın kendi vücudundan alınan dokuların (lokal flepler veya deri yamaları) kullanıldığı sofistike plastik cerrahi teknikleri uygulanır. Her hastanın durumu, tümörün yeri ve büyüklüğüne göre özenle planlanır.
Modern Rekonstrüktif Cerrahide Kullanılan İleri Teknikler
Kanser sonrası onarım cerrahisi, teknolojinin ve cerrahi tekniklerin gelişmesiyle devrim niteliğinde ilerlemeler kaydetmiştir. Artık amacımız sadece bir boşluğu doldurmak değil, aynı zamanda en doğal, kalıcı ve fonksiyonel sonuçları elde etmektir. Doç. Dr. Burak Sercan Erçin, dünyanın önde gelen merkezlerinde edindiği deneyimle, bu ileri teknikleri hastalarına sunmaktadır.
Öz Doku ile Onarım (Otojen Rekonstrüksiyon): En Doğal ve Kalıcı Sonuçlar
Otojen rekonstrüksiyon, onarım için hastanın kendi vücudundan alınan dokuların (deri, yağ, kas) kullanılmasını ifade eder. Bu yöntem, özellikle meme rekonstrüksiyonunda altın standart olarak kabul edilir. Vücudun karın, sırt, kalça veya uyluk gibi bölgelerinden alınan dokular, kaybedilen organı yeniden oluşturmak için kullanılır.
Başlıca Avantajları:
-
Doğallık: Vücudun kendi dokusu olduğu için, onarılan bölge doğal bir his ve görünüm sunar. Zamanla vücudun geri kalanıyla birlikte yaşlanır, kilo alıp vermeden etkilenir.
-
Kalıcılık: Sonuçlar ömür boyu kalıcıdır ve implant gibi yabancı cisimlerin zamanla değiştirilmesi veya komplikasyon oluşturması riskini ortadan kaldırır.
-
Radyoterapi Uyumu: Radyoterapi görmüş veya görecek hastalar için genellikle en güvenli ve başarılı seçenektir.
Sık Kullanılan Flep Yöntemleri:
-
DIEP Flep: Meme rekonstrüksiyonunda en ileri tekniklerden biridir. Karın bölgesinden sadece deri ve yağ dokusu, besleyici damarlarıyla birlikte mikrocerrahi yöntemiyle alınır. Karın kasları korunur, bu da hastanın karın duvarı gücünü korumasını ve fıtık riskinin minimalize edilmesini sağlar. Bu teknik, yüksek düzeyde mikrocerrahi uzmanlığı gerektirir.
-
TRAM Flep: Yine karın dokusunun kullanıldığı geleneksel bir yöntemdir. Bazen karın kasının bir kısmını da içerebilir.
-
Sırt Dokusu (Latissimus Dorsi Flep): Sırt kası ve üzerindeki derinin kullanıldığı bir yöntemdir. Genellikle onarılacak bölgede yeterli hacim sağlamak için bir implant ile birlikte kullanılır.
Rekonstrüktif Mikrocerrahi: Hassasiyet ve Ustalık Gerektiren Sanat
Rekonstrüktif mikrocerrahi, modern onarım cerrahisinin zirvesidir. Bu teknik, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük kan damarlarının (1-2 mm çapında) ve sinirlerin, ameliyat mikroskobu altında özel aletlerle onarılmasıdır. DIEP flep gibi serbest doku nakillerinin başarılı olmasını sağlayan temel teknoloji budur. Vücudun bir bölgesinden alınan dokunun, yeni yerine nakledildiğinde “canlı” kalabilmesi için kan dolaşımının yeniden sağlanması gerekir. İşte bu hassas bağlantı, mikrocerrahi ile gerçekleştirilir.
Doç. Dr. Burak Sercan Erçin, dünyanın önde gelen rekonstrüktif mikrocerrahlarından Dr. Pedro Cavadas gibi isimlerle çalışarak bu alanda kazandığı uluslararası deneyimle, en zorlu vakalarda bile doku nakillerini başarıyla gerçekleştirmektedir. Bu, sadece bir cerrahi beceri değil, aynı zamanda yaşamı ve fonksiyonu geri kazandırmaya adanmış bir sanattır.
İmplant ile Onarım: Etkili ve Güvenilir Çözümler
İmplantla rekonstrüksiyon, özellikle meme onarımında sıkça kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu teknikte, silikon veya serum fizyolojik dolgulu protezler kullanılarak meme şekli yeniden oluşturulur.
Süreç genellikle iki aşamalıdır:
-
Doku Genişletici Yerleştirilmesi: Mastektomi sırasında veya sonrasında, göğüs kası altına geçici bir balon (doku genişletici) yerleştirilir. Bu balon, haftalar içinde yavaş yavaş şişirilerek üzerindeki derinin yeni bir implanta yer açacak şekilde genişlemesi sağlanır.
-
Kalıcı İmplantın Yerleştirilmesi: Yeterli genişlik sağlandıktan sonra, ikinci ve daha kısa bir operasyonla doku genişletici çıkarılır ve yerine kalıcı implant yerleştirilir.
Bu yöntem, kendi dokusunu kullanmak istemeyen, vücudunda yeterli donör dokusu olmayan veya daha kısa bir ameliyat ve iyileşme süreci tercih eden hastalar için uygun bir seçenektir. Ancak radyoterapi görmüş hastalarda komplikasyon riski daha yüksek olabilir.
Aşağıdaki tablo, en yaygın iki meme rekonstrüksiyonu yöntemini ana hatlarıyla karşılaştırmaktadır:
| Özellik | Öz Doku ile Onarım (Otojen Rekonstrüksiyon) | İmplant ile Onarım |
| Doğallık ve His | Yüksek, vücudun bir parçası gibi davranır | Daha az doğal, sabit şekilli |
| Ameliyat Süresi | Uzun (4-10 saat) | Kısa (1-3 saat) |
| İyileşme Süreci | Daha uzun, ek bir iyileşme alanı var | Daha hızlı |
| Kalıcılık | Ömür boyu kalıcı | 15-20 yıl sonra değişim gerektirebilir |
| Radyoterapi Uygunluğu | Genellikle tercih edilen yöntem | Komplikasyon riski artabilir |
| Vücutta Ek İz | Doku alınan bölgede ek iz kalır | Sadece meme bölgesinde iz olur |
Rekonstrüksiyon Süreci: Adım Adım Yolculuğunuz
Kanser sonrası onarım, tek bir ameliyattan ziyade, özenle planlanmış bir yolculuktur. Bu sürecin her adımında size rehberlik ederek, ne beklemeniz gerektiğini net bir şekilde anlatmak ve kendinizi güvende hissetmenizi sağlamak önceliğimizdir.
Zamanlama: Eş Zamanlı mı, Geç Dönem Rekonstrüksiyon mu?
Rekonstrüksiyonun zamanlaması, hastanın tıbbi durumu, kanser tedavi planı ve kişisel tercihlerine göre belirlenir. İki ana yaklaşım vardır:
-
Eş Zamanlı (Anında) Rekonstrüksiyon: Onarım ameliyatı, kanserli dokunun alındığı mastektomi operasyonu ile aynı seansta yapılır. En büyük avantajı, hastanın memesiz bir dönem yaşamaması ve bu durumun yaratabileceği psikolojik travmanın önüne geçilmesidir. Genellikle daha az sayıda ameliyat gerektirir ve estetik sonuçları daha başarılı olabilir.
-
Geç Dönem Rekonstrüksiyon: Onarım, kanser tedavileri (kemoterapi, radyoterapi) tamamlandıktan aylar veya yıllar sonra yapılır. Bu yaklaşım, öncelikle kanser tedavisine odaklanmak isteyen veya ek tedavilere ihtiyaç duyan hastalar için tercih edilebilir.
Ameliyat ve İyileşme Dönemi: Ne Beklemelisiniz?
İyileşme süreci, uygulanan tekniğe göre değişiklik gösterir.
-
İmplantla Onarım: Genellikle 1-3 gün hastanede kalış gerektirir. Hastalar 2-4 hafta içinde normal günlük aktivitelerine dönebilirler.
-
Öz Doku ile Onarım: Daha kapsamlı bir operasyon olduğu için 3-5 gün hastanede kalış ve 4-8 haftalık bir iyileşme süreci gerektirir. Tam iyileşme birkaç ay sürebilir.
Bu dönemde, vücutta biriken sıvıları boşaltmak için drenler kullanılabilir ve iyileşmeyi desteklemek için özel tıbbi korseler veya sutyenler giymeniz istenebilir. Ağrı kontrolü, modern anestezi ve ilaç protokolleri ile etkin bir şekilde sağlanır. Her cerrahi işlemde olduğu gibi enfeksiyon, kanama veya doku/implant sorunları gibi riskler mevcuttur. Ancak bu riskler, deneyimli bir cerrahi ekibin özenli takibi ile minimuma indirilir.
Nihai Sonuçlar: Simetri ve Bütünlüğün Sağlanması
Rekonstrüksiyon genellikle birden fazla aşamadan oluşan bir süreçtir. İlk ve en büyük operasyonda ana doku onarımı yapılır. Nihai ve en estetik sonuca ulaşmak için ek adımlar gerekebilir:
-
Simetri Ameliyatları: Onarılan meme ile sağlıklı meme arasında en iyi simetriyi sağlamak amacıyla, diğer memeye küçültme, dikleştirme veya büyütme gibi işlemler yapılabilir.
-
Meme Ucu ve Areola Onarımı: Onarım sürecinin son adımı, meme ucu (nipple) ve çevresindeki koyu renkli alanın (areola) yeniden oluşturulmasıdır. Meme ucu genellikle bölgedeki deriden küçük bir flep ile oluşturulurken, areola için medikal dövme (tattoo) veya vücudun başka bir bölgesinden alınan deri yaması kullanılabilir.
Nihai estetik sonuç, ameliyat izlerinin solması ve dokuların tam olarak yerleşmesiyle birlikte 6 ay ila 1 yıl içinde ortaya çıkar. Bu yolculuğun sonunda amaç, sadece fiziksel bir onarım değil, aynı zamanda hastanın beden algısını ve özgüvenini yeniden inşa etmektir.
Neden Doç. Dr. Burak Sercan Erçin?
Kanser sonrası rekonstrüksiyon, sadece teknik bir beceri değil, aynı zamanda derin bir empati, sanatsal bir vizyon ve hastayla kurulan güçlü bir güven ilişkisi gerektiren hassas bir alandır. Bu yolculukta doğru cerrahı seçmek, sonucun başarısı için hayati önem taşır.
-
Uluslararası Deneyim ve Üst Düzey Uzmanlık: Doç. Dr. Burak Sercan Erçin, eğitimini dünyanın en saygın kurumlarında tamamlamış ve rekonstrüktif mikrocerrahinin öncülerinden Dr. Pedro Cavadas gibi isimlerle İspanya’da çalışarak bu alandaki en karmaşık tekniklerde ustalaşmıştır. Bu uluslararası deneyim, hastalarına dünya standartlarında bir tedavi sunmasını sağlar.
-
Bütünsel ve Hasta Odaklı Yaklaşım: Bizim için her hasta benzersizdir. Tedavi sürecini, sadece cerrahi bir operasyon olarak değil, hastanın fiziksel, ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını gözeten bütüncül bir iyileşme yolculuğu olarak planlıyoruz. Hastalarımızın da belirttiği gibi, bu süreçte size sadece bir doktor değil, aynı zamanda destekleyici, sabırlı ve ulaşılabilir bir yol arkadaşı olmayı hedefliyoruz.
-
Sanat ve Bilimin Buluştuğu Nokta: Rekonstrüktif cerrahi, milimetrik hassasiyet gerektiren bir bilim ile estetik ve doğal uyumu hedefleyen bir sanatın birleşimidir. Amacımız, sadece fonksiyonu geri kazandırmak değil, aynı zamanda vücudun doğal hatlarına ve güzelliğine en yakın, estetik açıdan tatmin edici sonuçları elde etmektir.
-
İstanbul’da Güvenilir Bir Adres: İstanbul’un merkezi lokasyonlarından Caddebostan, Bağdat Caddesi’nde yer alan kliniğimizde, modern teknoloji ve konforlu bir ortamda sizlere hizmet veriyoruz.
Kanser sonrası yeniden bütünleşme yolculuğunuzda ilk adımı atmak, size özel seçenekleri ve tedavi planını detaylı olarak görüşmek için kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz. Bu zorlu süreci birlikte, güvenle ve umutla aşabiliriz.
İlk muayeneniz, sizinle tanışmak, hedeflerinizi ve beklentilerinizi derinlemesine anlamak için ayırdığımız özel bir zamandır. Bu görüşme sırasında, estetik veya fonksiyonel olarak sizi rahatsız eden konuları dinliyor, detaylı bir tıbbi değerlendirme yapıyoruz. Ardından, size özel durumunuza en uygun tedavi seçeneklerini, süreçlerini, olası sonuçlarını ve iyileşme dönemini tüm şeffaflığıyla anlatıyoruz.
Hasta güvenliği, tüm cerrahi yaklaşımlarımızın temelinde yer alan en öncelikli konudur. Güvenli bir cerrahi süreç için ilk adım, operasyonu gerçekleştirecek cerrahın alanında uzman, tecrübeli ve uluslararası standartlarda eğitim almış bir Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olmasıdır. Tüm operasyonlarımızı, modern teknolojiye ve donanıma sahip, yüksek hijyen standartlarına uygun, tam teşekküllü hastanelerde gerçekleştiriyoruz.